Yamalı Yürekler kitabının yorumu ile geldim
Mayıs ayının sıradaki kitabı ile sizlerleyim. 2024 yılı basımlı 284 sayfalık bir kitap.
𖹭Yağmurlu bir ilkbahar sabahıydı. Kara Konak'ta yaşayan bir kız, içine işleyen gamlı gamlı öten bir kuş sesine uyandı. Yatağından doğrulup baktığında, kabarık tüylü,
Sultan Fâtih’in (şair Avnî) elden gider redifli gazeli pek dokunaklı gelir bana. Bir başka sultan şair (Kanûnî merhûm = Muhibbî) ve daha sonra Ziya Paşa birer nazîre yazmışlar. Hepsi beşer beyit.
"Yâr için ağyâr ile merdâne cenk etsem gerek
İt gibi murdar rakîb ölmezse yâr elden gider"
– Avnî
[Aşk işinde üç kahraman bulunur daima.
İran'ın en kudretli Şahı Hüsrev Perviz'le evlenmişti. Tüm ülke yeni kraliçenin bir kafir olduğunu öğrenince isyan etti. Ama şah onu herkesi karşısına alacak kadar çok seviyordu. Ayrıca Hüsrev Perviz güçlü bir hükümdar olduğu kadar zeki bir adamdı da. Dünyevi güzelliğin ne derece geçici bir şey olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden de sevdiği kadının güzel yüzü ve eşsiz vücudunun mermerden bir heykelini yapması için zamanın en tanınmış heykeltıraşı Ferhat'ı görevlendirdi. Genç sanatçı her gün kraliçenin cennete yaraşır güzelliğine bakarak çalışırken sonunda karşı konulmaz bir aşk ateşiyle yanmaya başladı. Nereye gitse, ne yapsa, gece gündüz demeden her yerde bu meleğimsi yüzü görür olmuştu.
Sonunda tutkusuna daha fazla direnemedi. Heykel her geçen gün kraliçeye daha bir benziyor, heykeltıraşın ses tonu yüreğindeki fırtınayı ele veriyordu. Ve günün birinde şah da durumu fark etti. Büyük bir kıskançlıkla kılıcına davrandı ama Şirin kendisini heykeltıraşın önüne siper ederek adamı korudu. Yarattığı eserin yüzü suyu hürmetine de Hüsrev Perviz heykeltıraşın hayatını bağışladı ama onu onu ömrünün sonuna dek Bisütün Dağları'nda sürgüne gönderdi.
Yazarın okuduğum ilk kitabı, eşimin kitaplığında bulunca okumak istedim, çok da memnun kaldım. Bekar ve evli olan herkese tavsiye ederim. Kitabın içerisinde iki karakter var Şirin ve Ferhat bu iki karakter üzerinden kadınlara ve erkeklere soru cevap tarzında, adımlar halinde evlilik hakkında tavsiyeler verilmiş. ilk olarak Şirin ile yirmi beş adım var, her adımdan sonra da kısa fıkralara yer verilmiş, daha sonra Ferhat ile on beş adım ve fıkralar yer alıyor. Dil olarak gayet açık ve sade olması çok aşırı derecede takrarlara girmemesi, kısa ve öz olması hoşuma gitti. Ayrıca Şirin'le yirmi beş adım kısmında, feminizmin günümüz kadınlarının hayatına ne kadar çok etki ettiğinin ve bunun yanlış noktalarına yer vermesi çok çok hoşuma gitti. Genel olarak Şirin üzerinden hanımların evlilikteki hatalarına ve nasıl düzeltebileceklerine , Ferhat üzerinden de erkeklerin evlilikteki hatalarına ve nasıl düzeltebileceklerine yer veriyor kısaca. Kendim de bir kadın olarak malesef günümüz bazı akımlarından isteyerek veya istemeyerek etkilenebiliyoruz ama bunu bizim hayatımıza kattıgımızda oluşacak artılarına veya eksilerine bakmadan hayatımıza katmamız malesef doğru değil. Toplumsal olarak da alışıla gelmiş olan sürekli sorumluluk alma tabiatimizdan kaynaklı çok yükleniyoruz kendimize, eşimize, evliliklerimize. Önemli olan karşılıklı sevgi ve saygı, bu ikisi olduktan sonra her şey kolay . Rabbim hepimize huzurlu aileler nasip eylesin. Hiç kimseyi sevgisiz ve saygısız bırakmasın, ne kendine ne de sevdiklerine karşı... Allah'a emanet olun...
Harâba kul olduk bezm-i elemde
Abat olsak da bir, olmasak da bir!
Düştük çare nedir dâma âlemde
Azat olsak da bir, olmasak da bir!
Aşk oduna yanmış ciğer-kebabız
Hicr ile giryânız, dide pür-abız
Yapılmış, yıkılmış, hane-harabız
Bünyat olsak da bir, olmasak da bir!
Bir Şirin elinden aşk meyin içtik
Hak ile batılı farkedip seçtik
Varlık dağlarını deldik de geçtik
Ferhat olsak da bir, olmasak da bir!
Ey Dertli âlemde biz şah-ı diliz
Hak'tan hakikatten âgâh-ı diliz
Tarik-i esrâra ervah-ı diliz
İrşat olsak da bir, olmasak da bir!
Sen Mem u Zin'i
Ben Ferhat ile Şirin'i
Sen Cigerhun'u Otuzüç Kurşun'u
Ben Nâzım'ı, Cahit'i, Turgut'u
Sen gözleri deprem kızım kara çadırın
Ben Sürmeli Bey ağıdını
Sen Dicle'yi, durgun ve nazlı
Ben Kızılırmak'ı, mağrur ve geniş
Sen Siverekli öfkeyi Fransız önünde
Ben dağların onuru Kamalı Efe'yi
Sen Cudi'yi uçurum ve doruk
Ben Konya ovasını beyaz ve tenha
Sen düşmanını ağırlayan konukluğu
Ben son lokmasını konuğa sunan saygıyı
Sen karın türküsünü dağlardan dağlara
Ben köpük köpük büyüsünü denizlerin
Sen değirmen taşı bir zamanı boynunda
Ben göğsümde kadranı paramparça bir saati
ÖRNEK ÇİFTLER
Duy ve koru
Altı âşık çift.
Söz tablosu alev alır, aşk düğümler:
Rüstem ile Rudâbe.
Birbirine yabancı, ama yakınlar:
Yusuf ile Züleyha;
Aşk, aşk kazancı değil:
Ferhat ile Şirin.
Yalnız birbirleri için var olanlar,
Mecnun ile Leyla.
Yaşlılıkta aşkı tanıyanlar:
Cemil ile Botayna.
Tatlı aşk havası:
Süleyman ile Belkıs
Bunları iyice bellemişsen eğer,
Aşkta güçlenmişsin.